Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KADINLARA DÜŞMAN kadınlar - YASEMİN KEBABCI

Nereden başlanır, dahası nasıl başlanır? Ben bu ara bu kadar çok öfkeyle dolup dolup taşarken ve asla durulamazken...  Bir kitap açıklaması, özeti ,şusu busu yok bu yazıda. Zaten burayı açma amacım da kendime dair bir köşe olmasından ileri gelmekteydi. Malum biz insanlar, birbirimizin köşelerini kapmakta, birbirimize nefes aldırmamakta o kadar ustayız ki. Bazen bas bas bağırarak ' Daraldım lannn! Durdurun şu Dünya’yı demek geliyor içimden. Yani demem o ki siz bu yazıyı okuyun diye açmadım ben burayı. Benim bazı zamanlarda, bazı şeyleri kusma isteğimden ileri geldi.  Neyse anlatmak istediğim burayı şu yüzden açtım demek de değildi...  Ben size "kadınlara düşman kadınlardan" bahsetmek istiyorum biraz. Aslında ben bunları yazarken bu yazının başlığını da değiştirmiş olacağım kimse fark etmeden. Siz hiç karşılaştınız mı bunlarla? Ara ara denk gelirdi bana da hiç tam olarak kavrayamamıştım varoluşlarını.Varla yok arası bir şeydiler benim için. Şimdi öyle değil ama baya ka...

Bir Kadının Yaşamından 24 Saat-Bir Yüreğin Ölümü / Stefan ZWEİG

Resim
Yayınevi: Can Yayınları 1. Baskı tarihi:2009 Baskı sayısı: 13.baskı Çeviri: Gülperi Sert Sayfa sayısı: 122 Zweig'in iki uzun öykü olarak okuduğum bu kitabında yazar ilk öyküde yine rastlantısal olarak bir arada bulunan insanların yaşamını ele alıyor. Bir otelde tatil yapmak üzere bir araya gelen insanların arasında geçen hikâyede, evli ve iki çocuklu bir kadının daha iki gün önce tanıdığı genç bir erkek ile eşini ve çocuklarını terk etmesiyle olaylar başlıyor. Ve bu olaydan etkilenen, yıllar önce aynı şekilde bilinçsiz bir tutkuya kapılan yaşlı bir kadının geçmişte yaşadığı ve hayatı boyunca unutamadığı 24 saati başkasına anlatarak iç dökmesini okuyoruz. Hikâyeden çok Zweig'in insan psikolojisini yorumlaması ve benim hissettiğim şeyleri yazmak istiyorum. Sanırım bazı duygularda içgüdülerimiz ya da reflekslerimiz gibi beynimizin düşünebildiğimiz kısmında değil de beyin sapında bulunuyor. "Tutku" gibi ya da karşı konulamaz bir "şehvet" istediğ...

Nietzsche Ağladığında- Irvin D. YALOM

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları 1. Baskı tarihi:1996 Baskı sayısı: 26.baskı Çeviri: Aysun Babacan Sayfa sayısı: 374 Gerçekle kurgunun birbiriyle yarıştığı bir roman Nietzsche ağladığında... İkinci kez daha yavaş, daha araştırarak okudum. Romanın başkahramanlarından biri gerçekte de yaşamış olan ünlü Doktor Josef Breuer ve yaşadığı dönemin okursuz yazarlarından ünlü filozof Nietzsche' dir. Josef Breuer' e, eşi Mathilda ile gittiği Venedik tatilinde ilginç bir not gelir. Not son derece küstahça ve emrivakiyle yazılmıştır. Notu yazan kişi Breuer' e acil olarak onu görmesi gerektiğini söyleyen Lou Salome' dir.  Loe Salome, Doktor Breuer' e bir teklifte bulunur. Ümitsizlik hastalığına yakalanmış olan ancak kimseden yardım istemeyen hatta yardım istemeyi güçsüzlük olarak gören bir hastaya yardım etmesini ister. Bu hastanın ümitsizliğinin sebebinin kendisi olduğunu bu durumdan dolayı sorumluluk hissettiğini söyler ve Nietzsche' nin ümitsizliğini tedav...

Sineklerin Tanrısı- William GOLDING

Resim
Yayınevi: İş bankası kültür yayınları 1. Baskı tarihi:2001 Baskı sayısı: 29.baskı Çeviri: Mina Urgan Sayfa sayısı: 261     Roman, Britanyalı bir grup çocuğu savaştan korumak amacıyla taşıyan uçağın ıssız bir adaya düşmesinde sonra adada yaşanan olayları anlatır. 160 sayfaya kadar adayı çocukları betimleyen yazar beni benden aldı, ancak sonrasında olayların akışı hızlandı. Çocukların isimlerine ve karakterlerine okurken çok dikkat etmediğim için birkaç bölümde başa sardım.    Romanımızın başkahramanlarından biri Ralph adında iyi huylu,zeki ve güzel bir çocuktur. öykünün başlangıcı Ralph ve Domuzcuk adındaki çocuğun karşılaşmasıyla başlar. Maleseef Domuzcuk takma adı verilen çocuğun gerçek adı hiç bir zaman bilinememektedir. Ralph adaya düşmelerine ve donanmada asker olan babasının onları gelip kurtaracağı gün kadar, adada büyüklerin baskısından uzak güzel günler geçireceğini düşündüğü için sevinçlidir. Domuzcuk ise Ralph'in tersi olarak d...

Lâ: Sonsuzluk Hecesi- Nazan BEKİROĞLU

Resim
Yayınevi: Timaş Yayınları 1. Baskı tarihi: Kasım-2008 Baskı sayısı: 5.baskı Sayfa sayısı: 384 Bu kitabı başka türlü yazmanın imkânı yok. Çünkü bu hikâyenin kaynağı tüm kutsal kitaplarda, çünkü bu hikâyenin kaynağı biraz bende, biraz sende, biraz onda ve herkesin içinde… Ne güzel yazmış Nazan diyorum okudukça, kelimelerle dans etmiş. O zaman ben de onun gibi başlarım bu hikâyeye… Bir hikâye tohumu düşer mi içinize ben buraya yazsam, sonra bin hikâye tohumu filizlenir mi? İki cennet sürgününün tüm insanlığın kaderini yazan hikâyesi. Âdem ile Havva… Nereden başlamak lazım bilmem ki, nasıl anlatmalı, sahi nasıl anlatılabilir ki… En iyisi olduğu gibi başlamak önce Yusuf ile Züleyha kitabını almıştım Nazan’ın ardından Nun masalları sonrasın da LA: Sonsuzluk hecesi. Önce yavaşça, sonra coştu çağladı içimde her satırı, kaç kez okudum hatırlamıyorum. Aman yahu bir kitap insanın içinde çağlar mı, dolup taşar mı, kasıp kavurur mu, eser geçer mi demeyin… Bu kitap size ilk yaradılı...

Satranç-Stefan ZWEIG

Resim
Yayınevi: Doğubatı yayınları 1. Baskı tarihi: Eylül 2012 Baskı sayısı: 2.baskı Çeviri: Gülperi Sert Sayfa sayısı: 82 Satranç,rastlantı sonucu bir araya gelmiş birbirinden farklı karakterlerin New York'tan Buenos Aires' e gitmekte olan büyük bir gemideki yolculuğunu anlatmaktadır. Yazar-anlatıcı gemide dünya satranç şampiyonu olan bir yolcunun olduğunu öğrenir, Ancak Mirko Czentovic diğer satranç ustalarından farklı kılan bir karaktere sahiptir. Mirko Czentovic rastlantı sonucu yolu satranç ile kesişmiş ve kendinden beklenmedik şekilde karşısına çıkan her rakibi yenmiştir. 'Kendinden beklenmedik şekilde ' diyorum çünkü bu genç adam en basit dersleri bile anlamakta zorlanan,on dört yaşına geldiğinde hesap yaparken hala parmaklarını kullanan,ondan istenilen her şeyi sinir bozucu şekilde ağır yapan ve isteksiz biridir. Kısacası Mirko kara cahil bir 'dahi'  dir. Ve yazar-anlatıcı bu adamı daha yakından tanımak için gemide satranç partisi düzenler. Satranç ...

1984- George ORWELL

Resim
Yayınevi: Can Yayınları 1. Baskı tarihi:1984 Baskı sayısı: 54.baskı Çeviri: Celal Üster Sayfa sayısı: 350 George Orwell’ in 1948 yılında tamamladığı roman, Dünya’ da üç büyük devletten biri olan Okyanusya’da geçen olayları anlatmaktadır. Okyanusya her şeyi bilen, gören baskıcı bir iktidar tarafından yöneltilmektedir. İngsos (İngiliz sosyalizmi) partisinin lideri büyük biraderdir. Toplum iç parti üyeleri, dış parti üyeleri ve proletarya(işçi sınıfı) oluşmaktadır. İç parti üyelerinin ve dış parti üyelerinin kendince hakları vardır ancak parti tarafından sürekli izlenmekte yaptıkları her hareketten yazılı olmayan kanunlar tarafından sorumlu tutulmaktadırlar. Proletaryalar ise baskı kurulmayan, izlenmeyen, parti tarafından önemsenmeyen kesimdir ve toplumun %85’ini oluşturmaktadır. Parti üyelerine nazaran istediklerini yapmakta özgür olan bu kesim belki de bu yüzden parti için tehlike teşkil etmemektedirler. Politik anlamda partinin tek rakibi, tek muhalif taraf ise Emmanuel Go...